ME
NU

Meryem

Sguardo tenero di Madre, sicuro e dolce grazie alla benedizione del Figlio. Sguardo che penetra, per consolarmi o rimproverarmi: in ogni caso per amarmi!

Meryem

                        İsa, şakirde: ‘İşte Annen’ dedi.

                        O andan itibaren şakirt

                        İsa’nın annesini kendi evine aldı.”

                                                (Yu 19,27)

  

Meryem, yalnızca Oğlu’na sunmak üzere yakarışlarımızı kabul eden Kadın değildir, bundan öte ve her şeyden önce, “gerçek” duayı, yani Allah’a yönelik gerçek sevginin tam ifadesini bize öğreten Anne’dir!

 

Yaşamayı, inanmayı, susmayı ve ezgiler söylemeyi öğrenmek için bakışlarımızı ona çevirelim!

İnanıyorum ki Meryem’e olan gerçek saygı, sevgi ve dindarlık, Rab’bin hoşuna giden iman eylemi; Allah’ı övmek için, Meryem’in “Size ne derse onu yapın” dediğinde itaatkar olmak için ve onu, Rab’bin sevinçle ve çıkarsız hizmette taklit etmek için, Meryem’de olan Allah’ın eserine sevgi ile bakmak ve incelemektir!

Peki, Meryem’e dua etmek ne demektir? Allah’ın huzurunda onun yüreğine kendi yüreğimizi bağlamak demektir.

Yüreğimizde itaat, alçak gönüllülük ve Allah’a övgü varsa; bu sayede duamız da onunki ile bir olacaktır!

                                                                     Peder Vigilio Covi

  

 Nihil obstat: Mons. Lorenzo Piretto archiep., İzmir, 1 Kasım 2017

 

 

Bu kitapçık Hıristiyan Cemaatler için

Aziz Pavlus Katolik Kilisesinde (Konya)

Hazırlanmıştır.

Tel: +90 0 332 3536226

 

  1. ALLAH’IN SEVDİĞİ MERYEM 

Meryem, sen Allah’ın önünde lütuf buldun  Lk 1,30 

 

Allah’ın önünde Meryem’in bulmuş olduğu lütuf hangisidir?

Hamile kalacaksın … dünyaya getireceksin … adını İsa koyacaksın…

İşte, ona verilen lütuf budur:

İsa’ya gebe kalmak, İsa’yı dünyaya getirmek, adını “İsa” koymak!

Bu, ona yapılan karşılıksız bir armağandır: İsa’yı, kendini dönüştürmeye izin vererek, rahminde kabul etmek, normal bir insanoğlu olarak herkese O’nu göstermek, Allah tarafından bağışlanan Ad’ı ve bu Ad’dan gelebilen tepkileri kabullenmek.

 

Meryem’in bulmuş olduğu Peder’in sevgisi, lütuf; Oğul’dur: Onun için büyük bir sorumluluk gerektiren bir armağan!

Meryem için Peder’in sevgisi, Oğul’dan başkası değildir. Meryem’in hayatını dönüştüren, onu tümüyle İsa’ya yönlendirip Üçlü Birlik gizemine, Üçlü Birlik sevgisine dolu dolu dahil eden bir sevgidir bu! Meryem, Allah’ın İsa’ya olan babalığına katılır.

Bu nasıl olur? Bir yaratılanın, Yaratan’ın yaşamına girebilmesi nasıl mümkün olabilir?

Kutsal Ruh inecek: Peder ve Oğul’u birleştiren yaratılmamış sevgi, kesintisiz sevgi Meryem’de var olacak!

Bu sevgi; Oğul’a hayat vermede baba sevgi olarak ve de Peder’e olan itaatkar güvende oğul sevgisi olarak mevcut olacaktır.

 

Meryem, Allah’ın önünde lütuf buldu. Meryem; kendinde, kişisel yeteneğinde ve eserinde değil; zira o, her şeyi Allah’ta buldu! Etkin olan Allah’tır!

Meryem; sana hayranlıkla ve sevgi ile bakıyorum

ve senin üzerine Baba’nın eğildiğini görüyorum!

Sen, büyük, sonsuz ve ebedi Peder’in sevgisini

sadelikle kabul ediyorsun!

Sende Peder’in sevgisi Oğul oluyor:

Allah’ın Oğlu, yalnızca Allah’ın Oğlu olur.

Fakat bu andan itibaren O, senin de oğlundur!

Meryem, Allah’ın Oğlu’nun Annesi!

Peder’in tüm sevgisi sende huzur bulur!

Peder’in tüm sevgisi, sende somut olur

ve sen onu ışığa getirirsin, onu bize gösterir,

bizim de onu görmemizi sağlarsın!

Peder’in sevgisi sende görünür olur!

Sende bize yakınlaşır;

Allah’ın Kurtuluşunun Adı’nı taşıyarak

seninle dünyaya bahşedilir!

 

Yaratığını yardımcın kılacak kadar

onu seven Kutsal Peder;

işte ben de buradayım; beni de hizmetine al!

İsa, ilahi sevgi; sana yücelik olsun!

Ey, yaratıcı üflemenle Meryem’de mevcut olan Allah’ın Kutsal Ruh’u!

Onur, yücelik ve kudret senindir,

ey Kutsal Üçlü Birlik!

 


  1. ALLAH’IN KULU MERYEM 

İşte, ben Rab’bin kuluyum  Lk 1,38 

 

Rab’bin kulu olmak ne anlama gelebilir?

Günümüzde, dünyanın bu küçük köşesinde Peder’in Sevgisi mevcut kılınabilsin diye hazır bulunmaktır!

Meryem kendisini Rab’bin kulu olarak görüyor, ama bunu, bir kızı yüreği ile yapıyor: Allah’ın iyi bir baba gibi sevgili kızına her şeyi söylemesinden Meryem memnundur: Onun da Allah’ı hoşnut kılma arzusundan başka isteği yoktur. Yeter ki Allah konuşsun, Meryem yapar!

 

Peki Rab, kuzeni Elizabet’in gereksinim durumunu Meryem’e söylemiş miydi?

Allah ondan bunu sormasa da, Meryem yola çıkıyor: “Nasıl kulların gözleri efendilerinin, hizmetçinin gözleri hanımının eline bakarsa, bizim gözlerimiz de Rab Allah’ımıza öyle bakar”! Meryem, sevinç içinde hizmet etmeye gidiyor! “Sevinç içinde vereni Allah sever”! Yüreğine gelen büyük sevinç, itaat veya hizmette hazır bulunma yeteneğinden değil; Baba’nın iyiliği ve sevecenliğinden geliyor: “Ruhum Allah’ta sevinç bulur”!

Ve de nasıl ki sadık bir hizmetkar övülmeye layıktır; o da herkes tarafından, bugün de benim tarafımdan, mutlu olarak çağrılacaktır!

Ey Meryem; yüksekten gelen Söz

senin için yegane Söz’dür,

yaşamına biçim veren Söz!

Sen, itaat etmek için başka hiçbir sözü,

hiçbir tasarıyı, hiçbir kutsal arzuyu kabul etmezsin;

yalnızca Rab’bin Meleğinin bildirdiğini!

Meryem, hizmet etmede mevcut ve hazır olan!

Sen, En Yükseklerde Olan’ın şanlı kızı!

O’nun ellerinde senin hayatının,

testicinin ellerindeki kil gibi olduğunu anladın.

O, faydasız olanı faydalı kılabilir;

O, yalnızca toprak olanı

Allah’ı kabul edebilir hale getirebilir.

O, daha anlamdan yoksun olana anlam verebilir.

Meryem, ey itaatkar kul!

Ebedi Söz’ü güncel kılmaya o kadar hazır olan sen,

İsa’nın şanlı Annesi oluyorsun!

 

İsa, Meryem’in sade itaati tarafından

kabul edilen Sen; bana merhamet et!

Baba, konuş ve ben evladın olarak yaratılacağım!

Kutsal Ruh, gel: Söz bende gerçekleşsin!

Kızı yüreğine sahip olan kul Meryem’de olduğu gibi!


3. ALLAH’A İMAN EDEN MERYEM 

İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab’bin ona söylediği sözler gerçekleşecektir  Lk 1,45 

 

Meryem’in yolculuğu, bir iman eylemi oldu: Elizabet bunu görebildi. Yahuda dağlarına doğru Meryem’in kat ettiği her adım, büyük bir iman eylemiydi! Atılan her adım; Allah’a itaat ederek ve de sırf Allah konuştuğu için atılan adımdır.

Meryem, Allah’ın onu düşündüğünü biliyor, Allah’ın yapmış olduğu şeyin en iyisi olduğunu da biliyor ve de Allah’ın yapmadığı şeyin gerekli olmadığını, fuzuli olduğunu da biliyor.

Fakat o, kendini kurban gibi göstermeyerek bilgiçlik taslamasa da, ölçüsüz değildir: Hakkında çelişkili gibi görünen ne varsa – imanda – açıklama bekliyor ve soruyor: “Bu nasıl mümkün olur?” Güvence aramıyor, önceki kararlarından övünmüyor, projeler sunmuyor ve de kendisini kurtarmak istemiyor.

Ve Allah’ın kendisinin Sözü’nü gerçekleştirmeye etkin olduğunu öğrendiğinde ise, sessiz kalıyor: Nitekim bu ona yetiyor! Çünkü baş aktör, Allah’tır!

Meryem Allah’a iman ediyor. O’na tamamen güvenebilir: Bundan emindir. İşte her şey bundan geliyor.

Meryem; seni Anne kılan Sözü

sevgiyle kabul ettin!

Anlamıyordun, bilmiyordun,

buna kendini layık görmüyordun! Ey Meryem!

Ama sen, Peder’in söylediği şeyin

gerçek yaratılış olduğundan,

Peder’in yaptığı şeyin

her şey olduğundan eminsin!

Sen O’nun sevgisinin sende gerçekleşmesine izin veriyorsun!

Sende Allah’ın tasarılarının ötesinde hiçbir yoktur; sen onları, günlerini ve yıllarını, hayatını değiştirdikleri esnada kabul ediyorsun.

Varoluşun Allah’a ait olduğunu bilirsin:

O bunu, kendi mucizeleri için kullanabilir.

O, yalnızca ve her zaman sevgi uğruna hareket eder,

sende gerçekleştirecek olan yalnızca sevgidir!

Baba; Meryem’e sevgini bahşettiğinde

her yaratılanı seven Sana inanıyorum.

Sen benim Allah’ımsın; hayatımın her şeyi.

Sen benim günlerime, yıllarıma sahip olmaya layıksın!

İsa; Peder’e olan imanın tam olduğu yerde

hayat bulursun ve mevcut olursun.

İsa, işte ben buradayım; bende yer edin!

Sen ey Allah’ın Oğlu!

Ruh; sonsuz ve kutsal sevgi,

iman eden ruhun ışığı ve gücü olan Sen, gel!

Bana Allah’ın Sözü’nü göster,

onu Senle, sevgide yaşamak istiyorum!

 


4. PEDER’İN İSA’YA ARMAĞANI MERYEM 

O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi  Lk 1,48 

 

Otuz yıl boyunca Meryem, İsa’nın “hizmetinde” kalıyor!

O, bir hizmet kadını değil, bir annedir; bebek, çocuk, ergen, genç oğluna hizmet eden bir annedir.

O, yaşına ve olgunluğuna uygun olarak oğlunu sevme biçimini değiştiriyor.

İsa için Meryem, Allah’ın bir armağanıdır: Sadık bir armağan, daimi bir armağan, mütevazı bir armağan.

O, ellere ve yüreğe dönüşen Peder’in sevgisidir; O’na yürümeyi, konuşmayı, insanlarla yaşamayı, susmayı, dua etmeyi öğreten Peder’in sevgisidir. O’na insan hayatını ilahi sevgi ile doldurmayı öğretiyor.

Meryem, İsa için Peder’in sevgisinin gerçek belirtisidir: Fakat yalnızca bir belirti. Nitekim İsa her zaman Peder’ini arayacaktır.

Ve Meryem ise, İsa’nın Peder’den geldiği ve O’na döneceği için sevilmeye ve hizmet edilmeye layık olduğunu göz önünde bulunduruyor!

Meryem; sen Peder’in kendi Oğluna olan

sevgisinin somut işareti;

Allah’ın Oğlu olan insan için

sevgi Ruhu’nun gerçek işareti oldun!

Sen, İsa için Kutsal Ruh’un somutluğu oldun.

Ve de O, sana itaat ederek Baba’ya cevap veriyordu!

Allah’a olan sevgisi

sana itaate dönüşüyordu!

Ey lütuf ile dolu Meryem!

Sen gerçekten Tesellici Ruh’un ikonusun!

Seni gören Tesellici ile karşılaşır;

seni seven, Kutsal Ruh’u sever!

Peder’in Oğul’a ve Oğul’un Peder’e olan sevgisi

sende konutunu bulur ve gerçekleşir!

Gerçekten kutsal Meryem!

Sen uzun yıllar boyunca

Allah’ın Oğlu’na alçakgönüllü bir hizmet

ve ağırlama sundun:

Hep farklı biçimlerde;

kadın ve anne olarak git gide hep daha fazla kendinden özgür biçimde,

imanlı ve kız olarak da, hep daha fazla derin bir birlik içinde!

 

Ey Peder; insanlığa ilahi görevler veren

Sana övgüler olsun!

Ey İsa, Meryem’in sana bahşetmiş olduğu gibi,

Sana sevgi olsun!

Ey Kutsal Ruh; gel ve beni

Allah’ın sevgisinin mekanı kıl!

 

  1. İSA’YI ARAYAN MERYEM 

O’nu araya araya Yeruşalem’e döndüler  Lk 2,45 

 

Şimdiye kadar Meryem İsa “için” acı çekme tecrübesini yaşamıştı. O’nun sevgisi uğruna, anlaşılmazlığın acısına maruz kaldı; O’nun için nüfus sayımı yolculuğunda acı çekti, O’nun için doğum sancısıyla yüzleşti ve Beytlehem’deki ahırda sefaleti gördü.

Ayrıca o, İsa ile de acı çekmişti: O’nunla birlikte Herodes’ten kaçışı yaşamıştı ve de başka birçok kederli durumları da. Bunlar; bize açıklanmamıştı, fakat hepimiz benzer durumları yaşadığımız için, onları varsayabiliriz.

 

Fakat şimdi Meryem yeni bir keder ile yüzleşiyor: İsa’dan “dolayı” acı çekiyor. Ona acı getiren Allah’ın Oğlu İsa’dır: Korkuyu, kederi, faydasızlığı ve tehlikeli bir yolculuk zahmetinin acılarını Meryem’e veren İsa’dır.

Meryem’in ve Yusuf’un acı çekmesine neden olan İsa’nın kendisidir.

Artık Meryem için yeni bir dönem başlıyor: İsa’yı aramak!

İsa, “Babamın işleriyle meşgul olmam gerekiyor” dediği andan itibaren; artık İsa, onun çocuğu değildir. Nasıra’ya döndüklerinde Meryem biliyor ki O, “Babasının işleriyle uğraşmalı”. Peki ne anlamda?

Bu soru, yirmi yıldan fazla Meryem’e eşlik edecek, Haç’a kadar, Diriliş’in Son Akşam Yemeğinin Salonuna kadar süregelecek kesintisiz yankılanan bir soru olacaktır.

Bu, Meryem için, kendisine verdiği Oğlu her gün kendisinden alan Peder’e bakmak için, devamlı bir alıştırma olacaktır.

Nitekim O’na sahip olsun diye değil, O’nunla sevinç duyması için de değil;

O’nu sevsin, O’nu korusun ve büyütsün;

mazeretler ya da sevaplar kazanma fırsatları için değil, hizmet etsin diye ona o Oğul verilmişti!

O halde Meryem, anaç yüreğini İsa’dan sürekli olarak koparmalı ve O’na imanlı bir yürekle yaklaşmalı.

O andan itibaren Meryem her gün İsa’yı Peder’in yüreğinde arayacaktır: Zira O’nun oğludur.


Meryem; sen Oğlu’na varoluşu bahşediyorsun,

O ise senin değildir!

O, kendisini Peder’in yüreğinde saklıyor ve de her daim orada saklı kalıyor.

O sana kendisini belli etmiyor,

sen O’nu aramalısın!

Sen O’nu, hep, herkesin Baba’nın sevgisinin hareket ettiği yerde bulursun!

Sen İsa uğruna acı çektin;

O’nun için ve O’nunla acı çektin ve şimdi ise

O’nun Kendisi  sana acı çektiriyor: Sen,

anne yüreğine sahip olmamalısın;

Allah’ın Oğluna doğru insanın sevgisini

devam ettiremezsin! O’nun ile artık

bir öğrenci yüreğine; bir imanlı yüreğine

sahip olmalısın. Oğlunun yüreği

senin evinde değil; O’nun mevcudiyeti bu dünyada sana övgü bahşetmeyecek.

O artık Peder’in işlerindedir!

Sen de, Meryem,

Oğlunun geldiği yerde

O’nu bulmaya devam ediyorsun!

Yüce, kutsanmış ve tapınılacak Peder;

bana Oğul’u göster!

Benim de ulaşmamı istediğin yerde

kendini gizleyen İsa;

işte, Baba’nın yanında sana ulaşıyorum!

Kutsal Ruh, ışık ve rehber olan Sen,

ben de evlat yaşamı bulayım diye,

beni İsa’nın izinde götür!

 

  1. İSA İÇİN PEDER’İN PEYGAMBERİ MERYEM 

Şarapları kalmadı  Yh 2,3 

 

Bilmeksizin – bazı şeyleri kim düşünebilir ki? – Meryem peygamberlik ediyor. O, Kutsal Ruh ile doludur: Hükümranlığın zamanlarını bilen Allah’ın Ruh’u Meryem’i sahiplenmiştir.

Sessizlikteki itaat ve alçak gönüllülük, tüm armağanların üstündeki bu armağanı onun yüreğinde muhafaza ettirmiştir. Nitekim Ruh, ilahi sevgi uyarınca aklı, yüreği, elleri ve dili etkin kılıyor!

 

Meryem, özel bir şey yapmıyor; yalnızca, onu düğüne davet edene dikkatlidir.

Ve de yalnızca, artık otuzlu yaşlarda olan ve O’nu ‘Öğretmen’ diye çağıran gençlerin etrafını çevrelediği oğlu ile hassasiyet gösteriyor.

O, ne yapılması gerektiğini önermeden utanç verici bir durumu belli ediyor: Birilerine özen ve bir diğerine hassasiyet.

 

Allah ile olduğu kadar insanlarla da şeffaf olmak isteyen İsa da, annesi olmasına rağmen insanlardan kendi bağımsızlığını ve Peder’e olan kendi itaatini ilan ediyor.

Ama sonra ne oluyor? O, Peder’in zamanını işaret eden ve hazırlamış olanın tam da kendi Annesi olduğunun farkına varıyor. Peder’in O’na, Meryem’in sahip olduğu dikkat ve Ruh’a olan itaatkar imanı aracılığıyla konuşmuş olduğunu fark ediyor.

 

Meryem, yalnızca İsa’nın maddi gereksinimleri için bir armağan değil; O’nun Mesihsel varlığı için de bir lütuftur: O’nun için bir peygamberliktir!

Onda, sadeliğinde ve eminliğinde, Allah yüceltiliyor! 


Ey Meryem; sen sevginin yalınlığında

tüm insanların kurtuluşunun aracı haline geliyorsun.

Mütevazı ağzından ve yüreğinden İsa,

Baba’nın isteğini, O’nun tasarısının

zamanını algıladı. Sen, Oğlu için

Allah’ın sesi oldun! O, doğuşunun ve yükselmesinin saatini

Oğluna işaret etmek için senin hazır

ve imanda zengin yüreğinden faydalandı!

Ey Meryem; Kutsal Ruh seni sahiplendi

ve seni şanlı bir ışık kıldı!

 

Ey Baba, insanlara konuşan

ve onları kurtaran Seni övüyor ve yüceltiyoruz;

çünkü evlatlarına yaptığın gibi,

kendi Oğluna da kendini gösteriyorsun

ve sevgini söylemek ve Bilgeliğini bahşetmek için

seslerimizden faydalanıyorsun!

Peder’e itaatkar İsa;

Sen Meryem’de Allah’ın Sözü’nü tanıdın!

Bizi dinleyen İsa, Sana şan ve övgüler olsun!

Ey Kutsal Ruh; Sen her şeyi yeni yapıyor

ve her sesi, her insanı

Allah’ın bir işareti kılıyorsun, gel!

Gel ve kutsanmış Oğlu İsa’nın yüceliği uğruna

hep ve her yerde Baba’nın bana iletmek istediği her şeyi görüp duyayım diye bende ışık yarat!


  1. İSA’NIN ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENİ MERYEM 

Size ne derse onu yapın  Yh 2,5 

 

Meryem’in düğünde hizmet edenlere yöneltmiş olduğu sözler, İsa’nın öğrencileri için unutulmaz bir derstir.

Davranışlarda uygulanabilen ve sağlam bir iman dersidir.

 

Onlar, sadece mucizeyi görmelerinden itibaren İsa’ya iman etmeye başlayacaklar; O, Anne, “Kadın” ise, mucizeden önce, Öğretmenin kararında henüz mucize yokken, iman ediyordu!

 

Meryem, iman öğretmeni, itaat öğretmeni, öğrenci olma öğretmeni: Size ne derse onu yapın! Annenin öğretisi, yalnızca anlamak değil, yapmaktır!

 

Bu nedenle, Allah’ın Oğlu’nu dünyaya getirip O’nu emzirmiş olduğu için onun kutlu olduğunu söylemek yetersizdir: Nitekim O kutludur ve de mutludur, çünkü O’na itaat etmiştir: “Daha doğrusu, ne mutlu Allah’ın sözünü dinleyip uygulayanlara”!

“Kimdir annem ve kardeşlerim? Allah’ın isteğini kim yerine getirirse; kardeşim, kız kardeşim ve annem odur”.

 

Evet! Meryem kutludur ve de mutludur; ama et ve kandan dolayı değil, yani fani, somut geçici nedenlerden değil, İsa ile olan ruhsal birliğinden dolayı Meryem, kutludur ve de mutludur: O, O’nun yapılmasını söylediğini yapıyor!

Öğrenciler, Meryem’de bir iman öğretmeni bulmuşlardı. Daha sonra, Haç Tepesinde ise onda ruhani gücün bir öğretmenini bulacaklardır: Orada Meryem, Oğlunun kabul ettiğini kabullenecektir!

Yine o sessizliğin ve güvenin Öğretmeni; özellikle de duanın; sevgiyle yapılan ve bu nedenle Allah’ın Yüreğine her daim ulaşan o duanın Öğretmeni olacaktır!

Meryem; sen, mütevazılığında

Oğlun İsa’nın gerçek öğrencisinin görüntüsünü

bana gösteriyorsun!

Sana bakarken, henüz kanıtlar yokken,

mucizeleri görmeden önce

artık nasıl iman edinebildiğini görüyorum!

Sana bakarken, sessizlikte nasıl itaat edebileceğimi,

Allah’ın Oğlu’nun yankılandırdığı Söz’ü sevgi ile

nasıl yerine getirebileceğimi de görüyorum!

Sana bakarken, haçı kabul etmeyi,

sevgi uğruna acı çekmeyi,

denenmelerde susmayı öğreniyorum.

Seninle diz çökerken, gerçek tapınma;

Peder’i hoşnut eden

ve kardeşleri tek bir yürekte, İsa’nın o yüreğinde, birleştiren

dua içime geliyor.

Meryem; iman ve kendini teslim etmenin öğretmeni;

itaat, metanet, ruh gücü ve dua öğretmeni!

 

Kutsal Peder,

Seni seven Kadın’ın hayatı aracılığıyla

Söz’ünü tamamlayan Sen,

sana şan ve yücelik olsun!

Kutsal Ruh, tesellici ve ışık;

Sen, Sana kendini örtmeye izin veren

ve kendini Senin canlı suyunun haznesi

ve kaynağı kılan Meryem’in yaşamıyla

benim yaşamımı aydınlatıyorsun!

8. İSA’NIN ARDINDA SESSİZLİKTE OLAN MERYEM 

Bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı  Lk 2,51 

 

Nasıra’daki otuz yıl “sessizlik” içinde geçti. Meryem, kendisini ağzı açık bırakmış bazı olayları yaşamıştı: Bunlar ne anlama geliyorlardı?

Cevap ani değildi, ona hemen gelmiyordu.

Cevap, Allah’ın yüreğinde gizlice korunmakta idi.

Allah’ın onu ifşa etmesi beklenirken susmak gerekiyordu.

Meryem’in sessizliği tam bir sessizlik idi: Bu sessizlikte sözler ve olaylar hareket ediyorlardı: Anlaşılması henüz tam olmayan olaylar ve hiç kuşkusuz gerçekleşecek sözler… Fakat nasıl?

Meryem’in sessizliği hem bekleyiş hem de kontemplasyondur. Kendisini tamamen dahil edecek olsa da, baş aktör olmayacağı olayların bekleyişidir: Temaşa edilecek, kabul edilecek, fakat değiştirilemeyecek olaylar.

Ve de bu olayların gerçekleşmesi başlıyor gibi göründüğünde, Meryem için yeni bir sessizlik dönemi başlıyor. Daha derinden, üç yıllık bir sessizlik. Sürprizlerle dolu, sevinçli olaylarla zengin, ama aynı zamanda yeni sorulara boğulmuş bir sessizlik: Orada, Yeruşalem’de, İsa’nın on iki yaşında yasa bilginlerini şaşkınlık içinde bıraktığı yerde, onlar tarafından kabul edilmiyor, anlaşılmıyor! Ve O’nunla yalnızca balıkçılar ve günahkarlar vardı!...

Meryem derin bir sessizliği yaşıyor.

Sonunda Meryem için üç günlük tam bir “sessizlik” baş gösteriyor.

Allah’ın Sözü’nün nefrete, dikenlere ve çivilere boğulmuş gibi olmasını fark etmesi kendisi için de korkunç olmalıydı.

Allah’ın sessizliğiydi.

Ve Allah’ın Oğlu’nu insanlar tarafından reddedilmiş olarak görünce acının kılıcı ruhunu delip geçmekte iken, Meryem o sessizlikte sebat etti.

Peder’in sevgisini göstermek için ezilmeye maruz kalan Allah’ın Oğlu’nun durumunu kabullenerek bu sessizlikte ayakta kaldı.

Ey Meryem; sen İsa’yı seviyorsun!

Görünmez bir şeyler gören biri gibi

sen O’na dikkatlice ve sevgi ile bakıyorsun!

Söz olan O’nun aracılığıyla Peder’in isteğinin işaretlerini algılamada

dikkatlisin.

Sen, sessizlikte, İsa’nın yanında ve O’nun ardındasın.

O, Allah’ın Sözü’dür;

O, yaşamakta Olan’ın sesidir!

Sen, ey Meryem; bakıyor ve bekliyorsun,

senin olanın senin olmadığını,

senin yaptığının sana ait olmadığını da biliyorsun!

Sessizliğin, itaat ve sevgidir!

Sessizliğin, saygı; sessizliğin,

senin üzerinde dinlenen Allah’ın yüceliğidir!

Sessizliğin, Oğlu’nun haçını kabullenmektir,

insanların ihanetleri sonucu oluşan keder;

Allah’ın bilgeliğinin ölçülemezliğini kavramaktır!

Sessizliğin, hayranlık

ve Baba ile tam bir birlik içinde olmaktır!)

 

Saklı şekillerle konuşan Sana övgüler olsun, ey Peder;

İsa; Sen aydınlatan ve kendine çeken Söz;

canlı ve canlandırıcı Söz’sün!

Kutsal Ruh; Sen, yüreklere konuşan

Allah’ın sessiz sesisin. Sana yücelik olsun!

 

  1. İSA’NIN HAÇI’NA PAYDAŞ OLAN MERYEM 

İsa'nın haçının yanında annesi… Yh 19,25 

 

Meryem İsa’yı ve O’nun etrafındaki insanları görüyor.

Meryem sövgüleri, kahkahaları, hayal kırıklığı taşıyan kelimeleri işitiyor; İsa’nın haykırışını da duyuyor.

Meryem acı çekiyor ve susuyor.

O, sessizlik içinde İsa’nın ölümüne paydaş oluyor.

Yüreğinde ne Allah’a karşı başkaldırı, ne de ümitsizlik var.

Dudaklarından insanların aleyhine sözler çıkmıyor. Bu durumu reddetmiyor. Sessizliğini devam ettiriyor: Peder’in terkini duyuran bir sessizlik.

Sessizlik ile Meryem derin imanını ifade ediyor: Peder bilmektedir ve Oğul O’nun işlerine dalmıştır! İnsana, zamana ve durumlara karşı sınırı olmayan bir sevgiye dalmıştır.

 

Meryem, İsa’dan yayılan sevgi Ruh’unu kabul ediyor ve Haç Tepesi’ni sessizlikle doldurarak, sessizlikte seviyor.

O, haydutları seviyor, askerleri seviyor, kalabalığı seviyor.

O da İsa ile birlikte affediyor ve herkes için kurtuluş diliyor.

 

Meryem; Meleğin sözlerini yüreğinde derinden düşünmeye devam ediyor: “En Yücelerdekinin Oğlu hüküm sürecek…”. İşte, O’nun tahtı! Şimdi Yahudilerin kralı ilan ediliyor: Ne yazdırdığını bilmeyen ve anlamayan Pilatus’un yafta yazısıyla O, Allah tarafından kral ilan ediliyor!

Allah’ın istediği şeyi Meryem de istiyor. Bugün, Baba ile birlikte İsa’nın ölümünü “istiyor.” Duruma kendini teslim etmekle yetinmiyor, onu kabullenmekle de kalmıyor, zira Peder’in istediğini o da “istiyor”, Oğul’un arzuladığını o da arzuluyor.


Meryem; sen haçı taşıyan İsa’yı izledin.

Tanınmaz bir haldeyken, çivilendiği esnada

O’nu sevdin. O, ıstırabı ve ölümü kabul ederken

ve bunları peygamberliklerin gerçekleşmesi olarak

sevgiyle kabul ederken sen O’nu sevdin,

O’nun yüreğine girdin ve O’nun ile birlikte,

sevginin, itaatin ve ilahi hayatı yaşamanın bir biçimi olarak

acıyı ve ölümü kabul ettin!

Meryem; Peder’in istediğini sen de istiyordun:

Senin isteğin İsa’nın isteği gibi,

Peder’in İsteğini kabul etmeye açıldı.

Yüreğin, seven ve itaat eden İsa’nın Ruh’unu

kabul etmek üzere açıldı!

Senin kolların, bana ve O’nu sevmiş olan

tüm herkese hayat veren Bedeni

kabul etmek ve taşımak için açıldılar.

Her girişimi Sevgi’ye emanet ettin

ve Sevgi’yi sessizlikte sevdin.

Sen kutsanmışsın, ey Meryem!

Baba, işte ben; Oğlu’nun ölümünü

kabul ediyorum! İsa;

insanın yüreğine sevgi ulaşsın diye,

her evladın ölümünü;

Baba’nın evladı olan kendimin de ölümünü istiyorum!

Ey Kutsal Ruh, gel!


  1. YUHANNA İLE YAŞAYAN MERYEM 

Kadın, işte oğlun… Yh 19,26

 

Meryem için yeni bir davet, yeni bir çağrı.

O ne geçmişe bakıp iç çekmekte ne de İsa’ya olan özlemine ağlamakta duramaz:

Kendi hayatından bir armağan yapmaya devam etmeye çağrılıyor.

Anne olmaya devam edecek, ama şimdi kendisine aniden verilen yeni bir evlat için. İsa için kendi enerjilerini sarf etme görevi sona erdiğinde, bir sevgi görevi daha başlıyor.

Meryem, bu ödevi kabul etmeye hazırdır, çünkü Baba’nın sesini dinlemeye ve bu uğurda hazır olmaya devam ediyor. Şimdi ona konuşan Melek de, İsa’nın kanayan ağzıdır.

 

Her zaman olduğu gibi o, kendisini baş aktör olarak göstermiyor: Onu yanına almaya karar veren öğrencidir.

O Şabat Günü’nden itibaren Meryem, Allah’ın İsteği’nde yeni bir huzur bulmaya, Kilise’nin Annesi olarak yeni bir yürüyüşe başlıyor.

Tek sadık kalan, yegane öğrenci ile ortak bir yaşama girişiyor. İsa’ya olan sevgi ve itaat uğruna onun ile yaşıyor. Yaşayacağı evi kendisi seçmiyor, ona teklif ediliyor.

 

Meryem, İsa aracılığıyla konuşmuş Allah’a itaat yürüyüşüne şimdi başlayan o dünyanın yeni Havva’sıdır ve Yuhanna da yeni adamıdır.

Yeni adam ve yeni Kadın sevgiyle, ama karşılıklı sevgiyle değil, İsa’ya olan sevgiyle yaşıyorlar. Onların birliği ve her birine has yeteneklerle birbirlerine olan karşılıklı hizmetleri yeni insanlıktır, yani Kilise’dir.

 

Meryem, Allah’a dolu dolu boyun eğen yeni yaratılış örneği!

Meryem; İsa’nın sözü senin Yüreğine girdi

ve şimdi sen onun yeni yaratılış olmasını istiyorsun!

Oğlu’nun sözü ilahi sözdür: Etki yapmadan,

toprağı dönüştürmeden kalamaz!

Sen ilk Sözü nasıl sevinç ve hazır yürekle

kabul ettiysen; aynı şekilde, Senden

yeni bir insanlığın ilk yaratılanı yapacak olan

bu sesi yine kabul ediyorsun:

İsa’ya olan sevgide yaşayan insanlık,

İsa’nın sevgisinden başka bir amacı,

başka besini, başka bir sevinci olmayan

o insanlık! Sen şimdi Yuhanna ile yaşıyorsun:

Bu, Oğul’una itaatkar sevgidir;

İsa’nın yeniden doğduğu, kabul edildiği

ve kulak verildiği yeni ailedir;

Meryem; Oğlun, Yuhanna’nın O’na karşı sevgisine olan hizmette senin kendini sunman sayesinde yaşıyor!

 

Ey Baba; Oğlu’nun sözüne

yaratıcı kudretini bahşeden Sana övgüler olsun!

İsa; öğrencinle birlikte Meryem’in hayatında

var olan Sana tapıyorum!

Kutsal Ruh; İsa’yı dinleyen insanlar arasında

yeni ilişkiler kuran Seni O’nun kurmuş olduğu

Kilise için yüceltiyorum! Alleluya!


  1. İSA’NIN ÖĞRENCİLERİYLE DUA EDEN MERYEM

 Meryem ve diğerleri... sürekli dua ediyorlardı  Hav İşl 1,14 

 

Meryem; Oğlu’nu terk ettiler diye öğrencilere gücenmedi. Bu olay da Baba’nın işaretlerini algılamak için yürekte saklanılması gereken bir durumdur.

Meryem anladı ki, öğrencilerin hala desteğe ve güvene; sadık bir anne görmeye ihtiyaçları var.

Meryem onlarla kaldı ve onlarla dua etti.

Onlar için dua öğretmeni oldu.

Meryem’in duası; hazır bir dinleme, sevinçli bir kontemplasyondur - yani Allah’a sevgi ve hayranlıkla konuşmadan bakmak -, görünüşte anlaşılamaz Sözleri içinde tutup muhafaza etme ve dolu dolu güvenen bir itaat idi.

Onun duası - yani onun Allah’a sevgisinin açıklanması – bir övgü ve şükran, acı ve Peder’in ellerine kendini teslim etme oldu.

Yüreğini dönüştürmeye izin vererek, mezmurlar ve ilahilerle ifade edilen davranışlar yaşadı!

Şimdi ise; ümit etmek, övmek ve itaat etmek üzere sesini ve yüreğini öğrencilerin yüreğiyle birleştiriyor. Ve onlar da öğreniyorlar.

Meryem hiç kuşkusuz öğretmiyor, yani Öğretmen’in yerini almıyor, fakat şakirtler Meryem’den öğreniyorlar!

Ve de Allah o duayı kabul ediyor: Ondan hoşnut oluyor ve gerçekleştiriyor, çünkü o insanlar, seslerini Anneninki ile yani Meryem Ana’nın sesiyle birleştiriyorlar:

O, doğru insanın duasını dinler, temiz yürekle yakaranın, yani O’na tüm yaşamını armağan edenin sesini işitir!

Meryem; duan samimi birliktelik,

Yüreğinin İsa’nın yüreği ile

bütünleşmesidir! Sen sessizlikte

tapınıyorsun ve Baba’nın sesine kulak vererek O’nu sadakatle seviyorsun!

Sen, Baba’ya itaatkar yürekle İsa’ya bakıyorsun;

O’nu her gün Baba’ya armağan ederek

Oğlu’nu seviyorsun: O’nun sana ait olmadığını

biliyorsun,

fakat senin O’na ait olduğunu da biliyorsun!

O’nun öğrencileriyle de bu şekilde;

açık ve uysal bir şekilde her zaman hazır

kalıyorsun: Bu, senin duandır; hiçbir şey dilemiyorsun,

bunun yerine seni seven O’na şükretmeye, övmeye

ve kutsamaya devam ediyorsun.

Sesini öğrencilerin ilahileriyle,

yüreğini onların yakarışlarıyla birleştiriyorsun:

sadık ve güçlü olan sen, zayıf ve günahkar olan onlarla tek bir şeysin.

Senin varlığın onlara huzur

ve güven veren ümit bahşediyor.

 

Peder; sen evlatlarının seslerini dinliyor,

onların itaatlerinden hoşlanıyorsun!

İsa; sana hayat veren Kadın’ın

hayatına paydaş oluyorsun

Sevgi Ruh’u; Sen Meryem’in itaatkar yüreğinde

en iyi duayı yapıyorsun!


  1. KUTSAL RUH’U ALAN MERYEM

  Hepsi Kutsal Ruh’la doldular  Hav İşl 2,4 

 

Önceden “lütuf ile dolu” ve “kutlu” olan Meryem, şimdi öğrencilerle birlikte Kutsal Ruh’un yeni bir yayılmasını alıyorlar.

 

O, İsa’yı sevmek, O’na hayat vermek, O’nun için Peder’in somut sevgisi olmak için “lütuf ile dolu” idi.

Şimdi de, bir öğrenci olarak İsa’yı izlemek, O’nun Bedeni’nin bir uzvu ve Dirilmiş İsa’nın varlığını diğer öğrenciler birlikte göstermek üzere Kutsal Ruh’u alıyor.

 

Bu sayede O, Kilise’nin Annesi oluyor, çünkü o, Beden’in Başı’nın Annesi’dir. Emir veren bir anne değil; Peder’in sevgisini, Peder’in hayatını hedefine ulaştırmayı sağlayan bir Anne!

Kilise’nin görevi yani Allah’ın Söz’ü olan Tohum’u kabul etme, onu kendi içinde kökleştirip meyve vermesine kadar büyütme görevi, Meryem’de bellidir.

Kilise; Allah’ın Oğlu’nu gün yüzüne çıkarma, O’na olan itaatinde O’nu diri gösterme, aynı Ruh tarafından canlandırılmış olarak O’nu açık şekilde ortaya koyma, O’nu tanımayan veya mükemmel tanımayanlara işaret etme görevine sahiptir.

Kilise, insanları Allah’ın evlatları olarak doğurur; Kilise, insanlar için acı çeker; Kilise, evlatları olan şehitlerin ölümü sayesinde yaşayıp yüceltilir! Her kim Kilise’nin görevini ve de yüceliğini görmek istiyorsa, Meryem’e bakacaktır!

Meryem; Allah tarafından sevilen, İsa’ya hizmet eden, imanlı, sessiz, sadık, Kutsal Ruh ile dolu... Anne olarak Kilise’nin örneğidir!

 

Kilise’nin her üyesi; Meryem’de içsel yani ruhsal hayatının kendi örneğini; itaatin ve sevincin modelini bulur.

Bu şekilde kendini şekillendirmeye bırakarak da Kilise’yi anaçlık özelliği ile zenginleştirir ve güzelleştirir!


Meryem; sen de diğerleri ile birlikte

kendini duaya odakladın.

Tesellici Ruh tarafından

her zaman aydınlanmış ve

yönlendirilmiş olarak yaşayan sen,

şimdi hala O’nu bekliyorsun.

Ve işte, yürekleri değiştiren alev

senin üzerine de konuyor.

Sende, Allah’ın büyük eserlerini duyuran,

ilan eden öğrenci hayatı alevleniyor.

Şimdiye kadar alçak gönüllülükle ve mütevazılıkla

Söz’ü dinledin;

Şimdi tanık olmak üzere sen de Ateş’i alıyorsun!

Bu şekilde sen, ilk oluyorsun, bir aradaki topluluğun

annesi, Kilise’nin Annesi oluyorsun!

Sen, Mesih İsa’nın Annesi, şimdi

O’nun Bedeni’nin Annesi oluyorsun!

 

Kutsal Peder; Babalığının paydaşı olsun diye

Sen Meryem’in üzerine Ruh’unu yayıyorsun!

İsa; seni övmeleri ve sana itaat etmeleri için

Meryem’in şakirtlerini etrafında toplandığından

hoşnut oluyorsun.

Kutsal Ruh;Sen alçak gönüllükle diz çöken

her bir insan üzerine iniyor ve konuyorsun. Alleluya!

MEDİTASYON

 

Allah seviyor.

Sevgisini anlayabilsinler diye Allah insanları sevmek istiyor.

Edindikleri tecrübe uyarınca insanlar sevginin ne olduğunu anlıyorlar.

Tüm insanlar, başlangıçtan beri, bir kadın aracılığıyla sevgiyi tecrübe ediyorlar: İlk olarak; insan henüz daha onu görmeden çok önce, ona sevgi üstüne sevgi bahşedilen annedir.

Allah seviyor.

Allah İsa’yı seviyor. O, İsa’yı düşünüyor.

İnsan olan İsa’ya sevgisini anlatmak için, Allah’ın bir kadına “ihtiyacı” var.

Allah’ın bir kadına ihtiyacı var ve de bir kadının çalışmasına değil, bir kadının fikirlerine değil, bir kadının yeteneklerine değil, bir kadının sahip olduğu şeylere değil: Yalnızca ona ihtiyacı var.

Allah gerçekten her şeyi kökünden almak istiyor.

Allah’ın, aracılığına başvurduğu bu kadının

tamamen Allah’a ait olma ihtiyacı vardır.

 

Allah’ın olmak, Allah için çalışmaktan daha ötesidir!

Allah’ın olmak, Allah için düşünmekten daha ötesidir!

Allah’ın olmak, Allah için düşünmek ve çalışmaktan çok daha saklıdır!

Allah’ın olmak, Allah için çalışmaktan çok kendini feda etmektir!

Allah’ın olmak, Allah için çalışmaktan çok daha devamlı ve kesintisizdir!

Allah’ın olmak, Allah için çalışmaktan çok daha büyük bir alçakgönüllülük gerektirir!

Allah’ın olmak isteyenin, her şeyde daha çok uyanık, her şeye daha çok dikkatli olmaya ihtiyacı vardır.

Peder Allah bir kadın seçti ve ona bu görevi verdi: Allah’ın olmak!

 

Peder Allah, İsa’yı düşünüyor ve İsa için bir kadından yararlanıyor, ona Allah’ın olma görevini teslim ediyor.

Allah’ın olma görevi, Allah için yapılan her işin amacına daha da yakındır ve ebediyetin başlangıcıdır.

Peder, bu görevi kabul edecek bir anne arıyor.

Onun O’na ait olduğunda O, tüm geriye kalanlar için ona başvurabilecek ve onu meşgul edebilecektir. İsa’nın; Allah’a ait birilerini görmeye, ve onunla yaşamaya da ihtiyacı var!

Meryem, Allah’ın olma görevini kabul ediyor.

Meryem… Allah’ındır!

Meryem, Allah’ı sevendir.

Meryem, Allah tarafından seçilendir.

Meryem, Allah’ın gözbebeğidir.

Meryem, Allah’ın kuludur.

Meryem, Allah’ın eseridir.

Meryem, Allah’ın eseridir, bu nedenle Allah’a olan övgüdür.

Meryem, Allah’a aittir, çünkü O’nun tarafından seçilmiş ve sahiplenilmiştir, ve de çünkü o, kendisini O’na armağan etmiştir.

Meryem, Allah’ın aynasıdır, çehresinin güzelliğini ve sadeliğini yansıtır.

Meryem, Allah’ın yönüdür, çünkü Allah onda kendi niyetlerini gösterir ve de çünkü o, Allah’a bağlılığıyla, bizleri Allah’a doğru yönlendirir!

Meryem, Allah’ın Annesi’dir.

Allah’ın Annesi’dir, çünkü Allah’a hayat veriyor: O’na kendi hayatını bahşediyor ve de O’na yeni bir var olma imkanını; en yeni, en büyük ve en etkili var olma imkanını bahsediyor: Bu nedenle o, Allah’ın Annesi’dir!

Meryem Allah’a yeni bir yaşam imkanı veriyor - Allah’a hayat veriyor!- çünkü kendi hayatını dolu dolu Allah’a vermiştir.

Allah’ın olmak, Allah için çalışmaktan ötesidir!

Meryem Allah’ındır!

Meryem, İsa için Allah’ındır!

İsa, Meryem için Peder’in düşüncesinin merkezi idi.

İsa, Peder için Meryem’in düşüncesinin merkezidir.

 

Meryem Allah’ındır… İsa için!

Meryem Allah’ındır, İsa’yı sevmek için!

Meryem Allah’ındır, İsa’ya hizmet etmek için!

Meryem Allah’ındır, İsa’yı armağan etmek için!

Meryem Allah’ındır, İsa’yı izlemek için!

Meryem Allah’ındır, İsa’yı övmek için!

Meryem Allah’ındır, İsa’yı dinlemek için!

Meryem Allah’ındır, İsa’yı taşımak için!

Meryem Allah’ındır, ‘İsa’ söylemek için!

Meryem Allah’ındır, İsa aracılığıyla yaşamak için!

Meryem Allah’ındır, İsa’nın olmak için!

Alleluya

Aşağıdaki kitapçıklar da mevcuttur

 

  1. Efkaristiya (Ayini kutlamak: Hareketler ve sözler)
  2. İsa susuyordu
  3. Ruhsal sohbetler
  4. Ben’im
  5. Kutsal Kitap’ı açalım (Yaratılış Kitabı’nın ilk on bir bölümüne kolay bir giriş)
  6. İnanıyorum
  7. Haç Yolu
  8. Esenlik sizinle olsun
  9. Yetmiş kere yedi kez (Affedin ve affedileceksiniz Lk 6,37)
  10. On Emir
  11. Tanrı Sevgidir (İnziva-Sessizlik anları Tanrı’mıza sevgi ile bakmak için)
  12. Kentte kalın (Kutsal Ruh hakkında)
  13. Meryem Ana’ya Tesbih Duasının Olayları
  14. Onlar için istekte bulunuyorum (Mesih İsa’nın iman edenler için duası Yh 17)

 

Baskı onayı: Peder Iginio Rogger; Kilise sansür denetimi - Trento, 16 Kasım 1985