ME
NU

OMELIE / Omelie TR

18 ago 2024
18/08/2024 - OLAĞAN DEVRE - 20. Pazar Günü - B

18/08/2024 - OLAĞAN DEVRE - 20. Pazar Günü - B

1.Okuma Özd 9,1-6 Mezmur 33 2.Okuma Ef. 5,15-20 İncil Yh 6,51-58

Yahudiler aralarında katı bir şekilde tartışıyorlardı; onlar İsa’nın konuşmasını anlamakta yetenekli değildi. Sadece maddi şeylere alışmış olan onlar, ilk önce hayatımızın ruhani yönlerine dikkatli olan İsa’yı anlayamaz idiler. Biz de, Kutsal Ruh bizleri aydınlatmasa O’nu anlayamazdık. Gökten inen ekmeği yemek… İnsan Oğlu’nun bedenini yemek, kanını içmek, gerçekten insanın kulaklarına bugün de zor gelen sözlerdir.

Bir kişinin bedenini ve kanını yiyip içmek bizi düşündüren sözlerdir. İçimizde sadece maddi besin için kaygı değil, daha derin bir bilgelik uyandırması gereken sözlerdir. Bir insanın bedenini ve kanını yemek ve içmek, bu kişinin aynı hayatını yaşamak, onunki gibi aynı düşünme, konuşma, yapma, iman etme, ümit etme şeklini ile beslenmek anlamına gelebilirdi.

Mutlaka İsa’nın kafasında olan Özdeyişler Kitabı ekmek ve şaraptan, Hikmet tarafından donatılmış sofradan konuşuyor. Bunlar, tecrübesizliğimizi aşarak Rab’bin öğretilerini ciddiye almamız için yardımcı olan imajlardır. “Tecrübesizliği bırakın yaşayacaksınız”: Tecrübesizlik nasıl terk edilebilir? Tek yol bilge olanı dinlemek ve ona itaat etmektir. İnsanı Allah’a ve yaşam tamlığına yöneltebilecek tek uzman, sadece onu “inşa eden”, yani bizi yaratan Allah ve Baba’dır! Bu sebepten O’nun Kendisi şöyle diyor: “Gelin, sizin için hazırladığım ekmeği yiyin ve şarabı için”.

Allah’ın hazırladığı ekmek ve şarap ne olabilir? Bugün İsa bize yanıt veriyor. O, besinin ve içeceğin insan için gerekli olduğunu bilmektedir, ancak bunların ona mutluluk vermek için yeterli olmadıklarını da bilmektedir. İnsanın yüreğine sevinç ve huzurun gelmesi için birlik ve kardeşlik ruhunda yaşamak gerekir. Bu ruh tek başına gelmez. Sevinç ve tamlık kaynağı olan kardeşlik ve birlik ruhu, ruhani enerjiyi ileten yeni bir ekmekle beslenir.

İçimize ve aramıza kabul ettiğimiz İsa, aramızdaki birliğin ve kardeşliği desteklemek için gereken af, alçakgönüllülük, hizmet gücünü ve kapasitesini oluşturmaktadır. İsa bize son derecede gerekli olan besin ve içecektir. O’nu dinlemek yeterli mi? O’na dua etmek ve O’nu çağırmak yeterli mi? O, bedeni ve kanı ile beslenmemiz gerektiğini söylemektedir. O’nu nasıl yiyip içebiliriz?

İsa’nın Kendisi kutsal bir gizemi, ekmek ve şarabı düşünüp kurdu. Havarileri aracılığıyla elleri bize sunduğu ekmek ve şarabı yiyip içerek değişikliğe uğruyoruz: Yaşamımız O’nun yaşamının devamı olmakta! Böylece aynı besin ve içecekle beslenen kardeşlerimizle de tek bir şey olduğumuzu hissediyoruz. Onların ve bizim yaşamımız; İsa’nın yaşamını, Baba’ya itaatini, mükemmel sevgisini, O’nun Kendisini sunmasını göstermektedir. O’nunla beslenen kardeşlerimizle tek bir yürek ve tek bir ruh oluruz, bu sayede de birliğimiz ve sevincimiz artar.

Aziz Pavlus bu derin düşünceye devam ediyor; besinin ve içeceğin zevkine dikkatimizi bırakmamaya çağırır: “Şarapla sarhoş olmayınız, Ruh ile dolu olunuz”.

Ruh ile nasıl dolu olabiliriz? Aziz Pavlus bize şu öğütleri veriyor: Zamanınızı “Rab’bi yücelterek ve överek geçirin” ve “her an her şey için Rab’bimiz Mesih İsa’nın adına Peder Allah’a şükredin”. Allah’ın hoşuna giden ve tam olan şükran duası; Ekmeği bölmek, yani Efkarestiya’dır.

İşte her gün Babamız’dan dilediğimiz ve hiçbir zaman reddetmeyi istemediğimiz günlük ekmek budur. Baba, onu bize Pazar günleri verir, ama istersek her gün de alabiliriz. Kilise’nin tüm üyeleri onunla beslenirler ve sayesinde bir sevgi hayatında, sevgi olmuş, bunun için ilahi bir hayatta kendilerini vermeye hazır olmaktadırlar.

OKUMALAR
1 Okuma - Meseller 9,1-6

Hikmet kendi evini kurdu; yedi sütununu dikti. Hayvanlarını kesti, şarabını hazırladı ve sofrasını kurdu. Hizmetkar genç kızları göndererek, kentin tepelerinde şu çağrıda bulundu:”Hikmeti olmayan, bana gelsin!”

Cahil insana şöyle seslendi: “Gelin! Ekmeğimi yiyin ve hazırladığım şarabı da için. Çılgınlıklarınızı bırakıp yaşayın. Akıl yolunda yürüyün”

34 Mezmur’dan

Her zaman RAB'be övgüler sunacağım,

Övgüsü dilimden düşmeyecek.

RAB'le övünürüm,

Mazlumlar işitip sevinsin!

RAB'den korkun, ey O'nun kutsalları,

Çünkü O'ndan korkanın eksiği olmaz.

Genç aslanlar bile aç ve muhtaç olur;

Ama RAB'be yönelenlerden hiçbir iyilik esirgenmez.

Gelin, ey çocuklar, dinleyin beni:

Size RAB korkusunu öğreteyim.

Kim yaşamı seviyorsa,

İyi günler görmek istiyorsa,

Dilini kötülükten,

Dudaklarını yalandan sakınsın.

Vazgeçin kötülükten, iyilik yapın;

Barış için çalışın, barışın ardından koşun.

2. Okuma – Aziz Pavlus’un Efeslilere Mektubundan

Kardeşlerim, nasıl yaşadığınıza çok dikkat edin. Bilgilikten yoksun olanlar gibi değil, bilge kişiler gibi yaşayın. Elinizdeki günleri iyi değerlendirin, akılsız olmayın. Rab’bin isteğinin ne olduğunu arayıp anlayın. İçkiyle sarhoş olmayın: bu sizi sefahata götürür. Bunun yerine, Ruh’la dolu olun. Hep birlikte mezmurlar, ilahiler ve ruhani ezgiler söyleyin. Bütün yüreğinizle Rab’bi yüceltin ve övün. Her an ve her şey için Rab’bimiz Mesih İsa’nın adına Peder Alla’a şükredin.

İncil Yh 6,51-58

Gökten inen diri ekmek Ben'im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacaktır. Dünyanın yaşamı için vereceğim ekmek öz bedenimdir.”

Bunun üzerine Yahudiler aralarında çekişmeye başladılar. “Bu adam yiyelim diye öz bedenini na-sıl bize verebilir?” diyorlardı. 53İsa onlara, “Size önemle belirtirim” dedi, “İnsanoğlu'nun bedenini yiyip kanını içmedikçe sizde yaşam olmayacak. 54Bedenimi yiyip kanımı içenin sonsuz yaşamı var-dır. Son gün onu ben dirilteceğim. 55Çünkü be-denim gerçek yiyecek, kanım da gerçek içecektir. Bedenimi yiyip kanımı içen bende kalır, ben de onda kalırım. Beni yaşam kaynağı Baba gönderdiği, benim O'nun aracılığıyla yaşadığım gibi, beni yiyen de benim aracılığımla yaşayacaktır. Gökten inen ekmek budur. Ataların yiyip öldükleri manaya benzemez. Bu ekmeği yiyen sonsuza dek yaşar.”

Documenti allegati