ME
NU

OMELIE / Omelie TR

09 giu 2024
09/06/2024 - OLAĞAN DEVRE - 10. Pazar Günü – B

09/06/2024 - OLAĞAN DEVRE - 10. Pazar Günü – B

1.Okuma Yaratılış 3,9-15 Mez 129/30 2.Ok. 2 Kor 4,13-5,1 İncil Mk 3,20

Birinci okumanın sayesinde Cennet Bahçesinin (Eden) dramatik bir anına girmekteyiz. Artık o, Cennet değil, çünkü insan, Havva ile Adem, korkup saklandı. Artık ışık, huzur, barış yok! Dışta her şey önceki gibidir: Ağaçlar ve otlar ve hayvanlar, fakat insan değişti: O her şeyi yeni bir şekilde görmektedir. Ağaçları, kendi saklanması için faydalı ya da yararsız olarak görmektedir. Niye? Ne oldu? Ayrıca ruhu kendi bedenini fark etmeye başladı ve ondan iğrendi. Bunun için kaçtı öyle ki kendisini hiç kimse görmesin. Kim onu görmemelidir? İlk önce kendisi ve de kendisine sadece sevgi veren Allah. Artık O'nunla samimiyet içinde yaşamayı istemiyor. O'ndan uzaklaşmak istiyor! Fakat O'ndan uzak kalarak onun korkusu ve onun utancı kalmaktadır.

Adem'in bu davranışı, sıkça gördüğümüz aynı davranıştır: Bir erkek ya da bir kadın kendi isteklerine dayanan ve Allah'ın Kilise'sinin öğretimlerinden öngörülmemiş kendi kişisel yürüyüşüne başladığında İsa'nın var olduğu karşılaşmalara katılamaz ya da bunlara katılmayı istemez.

Bu uzaklaşma Allah'ın hoşuna gitmez! O, korkan insanı aramaktadır: onu acı çeken halde görmekte ve bundan acı çekmektedir. Onun cevap verip vermediğini görmek için onu çağırmayı denemektedir. Adem'in hala, hatta daha çok kendini sevilmiş hissetmeye ihtiyacı var. Allah onu kendi sesi ile çağırıyor, sanki her şeyi bilen O, onun nerede olduğunu bilmezmiş gibi: ''Neredesin?''.

Sonradaki diyaloğu duydunuz. Korku ve utanç cenneti düşman bir yere dönüştürmektedirler. Korku ve utanç nereden gelmektedirler? Bunu bilmekteyiz: Kendini bir kurtuluş, sınırsız bir refah olarak gösteren günah onları doğurdu. Gerçekten doydukları ses, onlara olumlu, nazik, ikna edici geliyordu, fakat günah cazip idi. Şimdi aldatmayı fak etmektedirler, fakat... fazla geçtir! Onlar Allah'larından şüphelendiler ve o ana kadar hala hiçbir iyiliği almadıkları bir yabancıyı tercih ettiler.

O ses hala yankı yapmaktadır. İsa'nın akrabalarının kulaklarına girdi ve şimdi din bilginleri ve Ferisilerin kulaklarına girmektedir. Bunun için bizden de uzak değildir. Mademki onların İsa'ları kendisinin daima Peder'i dinlemesini söyluyor, akrabaları O'nun ''kendinden geçtiğini'' düşünüyorlar. Evden çıkıp O'nu, gerekirse zor kullanarak almak için yola koyuluyorlar. Aynı zamanda da dinsel yorumcular daha çok açık bir şekilde konuşuyorlar: Onlar, İsa'nın mucizelerinin insanın düşmanından, hatta insanın düşmanlarının başından doğurulduklarını doğrulamaktadırlar. O kadar eminler ki bunun adını bile, ''Baalzevul'' olarak telaffuz etmektedirler.

İsa hazırdır: Önceden peygamberler, Allah'ın dostları için tuzakların, denemelerin hazır olduklarını söylemişlerdi, fakat İsa bunları doğruluğun kanıtları olarak kullanıyor. O davacılarının, hatta iftiracılarının düşünmeleri için çalışıyor. Eğer Baalzevul bazı kişilere kendine karşı savaşmak için güç ve silahlar verseydi gerçekten akılsız olurdu. Her takdirde bunu yapsaydı, onun egemenliği bitmiş olurdu. Tek alternatif Baalzevul'a karşı savaşmak için gereken gücün Allah'tan gelmesi: O zaman onun egemenliği gerçekten bitti ve bu dünyada Allah'ın egemenliği başlamış oldu. Çok basit bu düşünceye karşı hiç kimse gelemez.

Düşman bir insanın, hatta bir Hristiyan'ın yüreğine, nasıl girebilir? Düşman ona dua zamanlarını terk ettirerek, Allah'ın Söz'ünü unutturarak, iman kardeşleriyle karşılaşma anlarından uzaklaştırarak onun yüreğinde İsa'nın varlığını yok etmeye çalışır. Bunun için ona egemen olmak diye imanlı hayatını işgal etmeyi becerdi. İsa'nın öğrencileri; kendi yüreğinde, kendi evinde, kendi toplumunda saklandığı dünyanın prensini nasıl yenebilecek? İsa onlara yardım etmek istiyor. Düşmanı bağlamak gerekiyor ve onu bağlamak için ondan güçlü olmak gerekiyor. İnsanda bu yetenek yok, bunun için o, kendi Çobanı ile birlik içinde kalmalıdır. Her gün kendi yüreğinde, kendi ailesinde, yaşadığı ve çalıştığı küçük toplumda İsa'ya yer verecek. Böylece Hristiyan daima güven içinde yaşayacak, fakat kendisine değil, yüreğinde Oturan'a güvenecektir. Bizler dünyadaki hayatımızın ölüme doğru gidişini gördüğümüzde bile ''Cesaretimizi yitirmeyiz''. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor''. İsa ile olan samimiyetimiz sayesinde ''Dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor'': Bundan biz eminiz. Gerçekten de yaşlandıkları halde gençleşmiş gibi görünen insanları tanımaktayız. Onlardaki İsa'nın varlığı onları daha çok hür, daha çok sevinçli, herkesi anlamaya dikkatli, merhamet ve acıma yeteneği ile zengin kılmaktadır. Günah yürekte yok olup düşman yenilmiştir. Onlara cennet yeniden yaklaşmaktadır!

OKUMALAR

1.Okuma Yaratılış 3,9-15

RAB Allahı Adem'e, "Nerdesin?" diye seslendi. Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi. RAB Allah, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?" Adem, "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim" diye yanıtladı. RAB Allah kadına, "Nedir bu yaptığın?" diye sordu. Kadın, "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim" diye karşılık verdi. Bunun üzerine RAB Allah yılana, "Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın" dedi, "Karnın üzerinde sürünecek ve yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın."

Mezmur 129/130

Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB,

sesimi işit, ya Rab, yalvarışıma iyi kulak ver!

Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan, kim ayakta kalabilir, ya Rab?

Ama sen bağışlayıcısın, öyle ki senden korkulsun.

RAB'bi gözlüyorum, çanım RAB'bi gözlüyor,

Umut bağlıyorum O'nun sözüne.

Sabahı gözleyenlerden, evet, sabahı gözleyenlerden daha çok,

Canım Rab'bi gözlüyor.

Ey İsrail, RAB'be umut bağla! Çünkü RAB'de sevgi,

Tam kurtuluş vardır. İsrail'i bütün suçlarından O fidyeyle kurtaracaktır.

2.Okuma 2 Kor 4,13-5,1

«İman ettim ve bu nedenle konuştum» diye yazılmıştır. Aynı iman ruhuna sahip olarak biz de inanıyor ve bu nedenle konuşuyoruz. Çünkü Rab İsa'yı ölümden dirilten Allah'ın, bizi de İsa'yla dirilteceğini ve sizinle birlikte kendi önüne çıkaracağını biliyoruz. Bütün bunlar sizin yararınızadır. Böylelikle Allah'ın lütfu çoğalıp daha birçoklarına ulaştıkça, Allah'ın yüceliği için şükran artsın. Bu nedenle cesaretimizi yitirmeyiz. Her ne kadar dış varlığımız harap oluyorsa da, iç varlığımız günden güne yenileniyor. Hafif ve geçici sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenler ise sonsuza dek kalıcıdır. Biliyoruz ki, içinde yaşadığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Allah'ın bize sağladığı bir konut, elle yapılmamış ve sonsuza dek kalacak evimiz vardır.

İncil Mk 3,20-35

İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler. Yakınları bunu duyunca, «Aklını kaçırmış» diyerek O'nu almaya geldiler.2Kudüs'ten gelen din bilginleri ise, «Beelzebub O'nun içine girmiş» ve «Cinleri, cinlerin reisinin gücüyle kovuyor» diyorlardı. Bunun üzerine İsa din bilginlerini yanına çağırıp onlara benzetmelerle seslendi. «Şeytan, Şeytan'ı nasıl kovabilir?» dedi. «Bir ülke kendi içinde bölünmüşse, o ülke ayakta kalamaz. Bir ev kendi içinde bölünmüşse, o ev ayakta kalamaz.Şeytan da kendine karşı gelip kendi içinde bölünmüşse, artık ayakta kalamaz; sonu gelmiş demektir. Hiç kimse güçlü adamın evine girip onun malını çalamaz. Ancak önceden o güçlü adamı bağlarsa, onun evini soyabilir. Size doğrusunu söyleyeyim, insanların işlediği her günah, ettiği her küfür bağışlanacak, ama Kutsal Ruh'a küfreden asla bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur.» İsa bu sözleri, «O'nda kötü ruh var» dedikleri için söyledi. Daha sonra İsa'nın annesiyle kardeşleri geldi. Dışarıda durdular, haber gönderip O'nu çağırdılar. İsa'nın çevresinde oturan kalabalıktan bazıları, «Bak» dediler, «annenle kardeşlerin dışarıda, seni istiyorlar.» İsa buna karşılık onlara, «Kimdir annem ve kardeşlerim?» dedi. Sonra etrafına, çevresinde oturanlara bakıp şöyle dedi: «İşte annem, işte kardeşlerim! Allah'ın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kızkardeşim ve annem odur.»




Documenti allegati