OMELIE / Omelie TR
01 nov 2024 01/11/2024 - TÜM AZİZLER BAYRAMI
01/11/2024 - TÜM AZİZLER BAYRAMI
1.Okuma Vah. 7,2-4.9-14 Mezmur 23 2.Okuma 1Yh. 3,1-3 İncil Mt. 5,1-12
Bugünkü bayram Kilise’nin göksel Yeruşalim’in sevincine girmesine yardım etmektedir. Yeruşalim temelleri sağlam olan gelecekteki şehirdir: Kurtulmuşlar orada Allah’ı ve Kuzu’yu şanla övmektedirler. Hepimiz bu yenilik konusunda mütehassıs olmalıyız: Dünyada yaşıyoruz ama dünyaya ait değiliz; gözyaşı vadisi, günah hükümdarlığı ve sonucu acı olan bu dünyada yaşıyoruz, ama gözlerimizi göğe dikiyoruz çünkü arzumuz oraya ulaşmaktır. Kaç defa bunu unutuveriyoruz! Gökyüzünü unutmamız, dünyada yolumuzu şaşırmamıza neden oluyor. Arzularımıza uyarak şurada, burada dolanır, egoizme kapılır, hissettiklerimize kapılırız, devamlı hayal kırıklıklarına doğru gideriz. Gökyüzünü unutmamız, kardeş olduğumuzu da unutturuyor ve neredeyse hayvan gibi, bazen onlardan da kötü davranmamıza sebep oluyor.
Bugün varış noktamızı, her adımımızın ve her kararımızın varış noktasını düşünmeye çağrılıyoruz Kendi varış noktamızı düşünürken İsa’yı sevip, O’nun haçını taşımış, oraya varmış ve bizi beklemekte olan kardeşlerimize bakalım. İşkence edilmeyi ve öldürülmeyi kabul ederek Allah’ın sevgisinin, Rab’bin ölümü ve dirilişinin tanıklığını yapmış iman şehitlerini görüyoruz. İman tanıklarını da görüyoruz, onlar da İsa’nın tanıklığını yaparak insanlar tarafından reddedilmeyi ve kin görmeyi kabullendiler. Rab’bin sürüsüne çobanlık yapan rahipleri görüyoruz, onlar da imanlılara yol göstermek için yaşamlarını sundular. Aileleri, anne ve babalarını görüyoruz ki evliliklerini, annelik ve babalık görevlerini Rab’be uygun yaşadılar. Keşişleri görüyoruz ki insanın yaşamında Allah’ın ilk yere sahip olduğunu yaşamlarıyla kanıtladılar. Allah’ın tahtını işte böyle bir kalabalık tanıklar ordusu çevrelemektedir, onlar bize Allah’ı tanımayı ve arzulamayı öğretmektedirler!
Dediğimiz Azizlere yükseltilen bakışımız, buradaki yürüyüşümüzü farklı bir şekilde, paranın, zevkin, hırsın yıkıcı etkisinden hür bir şekilde saymamız için ışık olmaktadır. Bu geçici gerçekler etkisi, insan yüreğinde acılar doğuran haksızlık ve egoizm yaratırlar. İşte biz bu gerçeklerin etkisi altında kalmak istemiyoruz: Yoksa biz de haksız, başkalarına baskı yapan, sevmeyi bilmeyen kişiler oluruz. Azizlere baktığımızda bunların dünyayı, ailelerini, çevrelerini nasıl değiştirdiklerini görüyoruz. Öyle bir şekilde değiştirdiler ki sevgi, Allah’ın karşılıksız sevgisi, onların ışığı, gücü oldu. Onlar bunu, İsa’nın ağzından çıkan sözleri sevinç ve devamlılıkla yaşayarak becerdiler. Bu şekilde İsa’nın yaşamını ve misyonunu paylaştılar, haçını paylaştılar ve şimdi de şanını paylaşmaktadırlar.
Azizlerin yaşamına yön veren sözler bugün dinlediğimiz şu sözlerdir:
Ne mutlu... Ne mutlu yüreği zenginliğe bağlı olmayanlara... Her şeye paranın yön verdiği bu dünyamızda bu sözleri duymak çok güzel ve etkileyicidir. Savaş ve barış, kardeşler ve aileler arasında anlaşma veya çatışma, milletlerin yaşamı için kanunlar, hastalık ve sıhhat, sanki her şey paranın gücü ile ölçülmektedir. Barışı arayan dünyanın İsa’nın bu sözlerini ciddiye alıp yaşayan insanlara ihtiyacı vardır: Fakirliği seçerek, paradan ve zenginliklerden hür yaşamaya çalışan insanlar; mutlu, yani sevinçli ve insanlığa iyilik etmiş olmaktadırlar.
Ne mutlu yüreği saf olanlara: Her şeyin cinsellik tarafından, elbiseler için modadan, kürtajdan, kadınlarından faydalanma, çocuklara cinsel şiddet gibi ağır suçları haklı kılan o cinsellik tarafından yönlendirilen bir dünyada saf bir yürekle yaşayacak insanlara acilen ihtiyaç vardır. Bunlar Hristiyanlardan başka kimler olabilir? Başka hiçbir yerde böyle insanlar bulmayı bekleyemeyiz, çünkü fakirliği ve saflığı yaşamak için gerekli güç sadece Mesih İsa’ya sevgiden gelir: Bu ne ateizmden ne teknikten ne de dünyevi dinlerden gelen inançlardan doğabilir. Sadece İsa haçı ile insan zayıflığını destekleyerek insana ve Allah’a layık bir şekilde yaşamayı sağlayabilir.
Bugün bakışlarımızı göğe çevirelim. Azizler kalabalığı içerisinde 150 yıl önce ölmüş Ars rahibi, Aziz Yuhanna Maria Vianney’in derin bakışlı gözleriyle karşılaşıyoruz. Fransız İhtilali’nin patlak verdiği yıllarda doğmuş, çocukluğunu rahiplere karşı korkunç zulüm yıllarında geçirmişti. Saklı yaşamak zorunda kalan bu rahiplerden biri ona ilk komünyonunu vermişti, ailesi de o anda ev içerisinde olanları saklı tutmak için pencerelerinin önüne saman yığınları boşaltıyordu. Bu çocuk tekrar Efkaristiya’yı alabilmek için iki yıl beklemeli idi! O azizlik yolunu kat etti ve bize anlattı: “Haçlar bizleri Rabbe bağlı kılar, bizi arındırır, dünyadan ayırır, yüreğimizi her çeşit engelden hür bırakır, bir su akıntısını aşmak için yarayan bir köprü gibi yaşamımızı geçirmemize yardım ederler”.
OKUMALAR
1 OKUMA: Vahiy 7,2-4.9.14
Ben, Yuhanna, yeryüzünün dört köşesinde duran dört melek gördüm. Bunlar, karaya, denize ya da herhangi bir ağaç üzerine esmesin diye, yeryüzünün dört yelini tutuyorlardı. Yaşayan Allah'ın mührünü taşıyarak gündoğusundan yükselen başka bir melek daha gördüm. Bu melek, karaya ve denize zarar vermek için kendilerine yetki verilen dört meleğe yüksek sesle, «Biz Allahımızın kullarını alınlarından mühürleyene dek karaya, denize ve ağaçlara zarar vermeyin!» diye bağırdı. Mühürlenmiş olanların sayısını işittim. İsrail oğullarının bütün oymaklarından yüz kırk dört bin kişi mühürlenmişti. Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan ve her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzu'nun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giyinmişti ve ellerinde hurma dalları vardı. Yüksek sesle, «Kurtarış, taht üzerinde oturan Allahımıza ve Kuzu'ya özgüdür» diye bağırıyorlardı. Bütün melekler, tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın çevresinde duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Allah'a tapınarak şöyle diyorlardı: «Amin. Övgü, yücelik ve bilgelik, şükran ve saygı, güç ve kudret, sonsuzlara dek Allahımızın olsun. Amin.» Bu sırada ihtiyarlardan biri bana şunu sordu: «Beyaz kaftan giyinmiş olan bu kişiler kimlerdir, nereden geldiler?» Sen bunu biliyorsun, efendim» dedim.
Bana dedi ki, «Bunlar, o büyük sıkıntıdan geçip gelenlerdir. Kaftanlarını Kuzu'nun kanında yıkamış bembeyaz etmişlerdir.
MEZMUR 24
RAB'bindir yeryüzü ve içindekiler,
Dünya ve üzerinde yaşayanlar;
Çünkü O'dur denizler üzerinde onu kuran,
Sular üzerinde durduran.
RAB'bin dağına kim çıkabilir,
Kutsal Yer'inde kim durabilir?
Elleri pak, yüreği temiz olan,
Gönlünü putlara kaptırmayan,
Yalan yere ant içmeyen.
RAB kutsar böylesini,
Kurtarıcısı Allah aklar.
2.OKUMA: Yuhanna’nın 1 Mektubundan 3,1-3
Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize `Allah'ın çocukları' deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya Baba'yı tanımadığı için bizi de tanımıyor. Sevgili kardeşlerim, daha şimdiden Allah'ın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. Ne var ki, Mesih göründüğü zaman O'na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O'nu olduğu gibi göreceğiz. Mesih'te bu ümide sahip olan herkes, Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar.
İNCİL: MATTA 5, 1.12
İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturduktan sonra, öğrencileri yanına geldiler. Onlara seslenip şöyle ders vermeye başladı:
«Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Göklerin Egemenliği onlarındır.
Ne mutlu yaslı olanlara! Onlar teselli edilecekler.
Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Onlar yeryüzünü miras alacaklar.
Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Onlar doyurulacaklar.
Ne mutlu merhametli olanlara! Onlar merhamet bulacaklar.
Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Onlar Allah'ı görecekler.
Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Allah'ını evlatları denecek.
Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Göklerin Egemenliği onlarındır. «Bana olan bağlılığınızdan ötürü insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşamış olan peygamberlere de böyle zulmettiler.
In primo piano
OMELIE / Omelie TR
SCRITTI IN ALTRE LINGUE
- Kalender für das laufende Jahr
- Kleinschriften
- Kleinschriften „Fünf Gerstenbrote“
- Einleitung
- Übriggebliebene Stücke
- Abbà
- Befreiungsgebet
- Vater unser - Band 1
- Vater unser - Band 2
- Vater unser - Band 3
- Wie der Tau
- Die Psalmen
- Siebzig mal sieben mal
- Die Hingabe
- Notizen von Vigilius, dem heiligen Bischof von Trient
- Ich gehe zur Messe
- Glaube und Leben
- Du bist mein Sohn
- Er nannte sie Apostel
- Sie fordern Zeichen, sie suchen Weisheit
- Kalender 2008-2011